25 Aralık 2015 Cuma
ÖZÜR MAHİYETİNDE :)
Son zamanlarda blogumla pek ilgilenemiyorum malum.Sizlerden de çok özür diliyorum.Ama ara tatili iple çekiyorum.Şu sıralar finaller öncesi japon ve kore filmlerine takmış durumdayım.Biriktirdiğim o kadar çok film oldu ki ve tabi ki kitaplar, finallerin bitişinde hepsini yazmayı umuyorum :)Şimdi finallere çalışmalıyım :( :( Ara tatilde tekrar buluşmak dileğiyle...
13 Aralık 2015 Pazar
2 Aralık 2015 Çarşamba
SECRET LOVE 2013
Kill Me Heal Me dizisinden sonra izlemek istediğim bir diziydi ve sonunda izledim.Ne yapayım bu iki başrolün oyunculuğuna ,duruşlarına hastayım.
Uzattım farkındayım ama ne yapayım her şeyi yazasım geliyor.Nese intikam işini bu arada baya abarttı bizim min hyuk neler yapmadı neler.Resmen eziyet bir adam.Git gide aklına tak etti bir şeyler.Kızın sakladığı şeyler vardı.
Aşk ve nefret arasında ince bir çizgi vardır.Dizimizin ana teması bu.Bu arada dipnot:aşk ve nefret arasındaki ince çizgi ikisinin de aşırı uç olmasından kaynaklanıyor.Nefret duygusu aşırı yoğun bir duygu olduğu için duygunun kendi kadar yoğun bir duygu olan aşka dönüşmesi ne kadar anormal bir durum gibi dursa da gayet normal aslında.(Psikoloji meraklılarına mı desem bu konuya mı meraklılara desem bilemedim.)
''Min Hyunk karakterini ji sung,Kang yoo jung karakterini Hwang Jang Eum canlandırıyor.''
Konusu:İmkansız aşk.Min hyuk zengin bir iş adamının oğludur.Bir gün vur kaç kazasında kız arkadaşını kaybeder.Olayı ise Kang yoo jung üzerine alır.Kazayı erkek arkadaşı yapsa da ona olan sevgisi için hapse girer.Erkek arkadaşının ise zannettiğinin aksine bir insan olduğunu anlaması geç olacaktır.Min hyuk intikam almakta kararlıdır ama bu nefretin aşka dönüşeceğini bilemez...
Beğendim mi evet beğendim.İzlenebilecek dram say deseler ilk 3'e girer derim.Klasik kore dizilerindekinden farklı masumuyet yok bu dizide...
SPO...SPOİLER...SPO...
En mutlu günün kana bulanması tam da bu dizinin direklerinden diyebiliriz.Çok tatlı gelen bir ikili aslında bu resime bakınca.
Ama her şey tüm mutluluk bir kazayla mahvoluyor.Oğlumuz savcı ya kazayı yapan o olsa da kızımız üzerine alıyor tüm şuçu.Belki de dedim kazayı savcı üstlenseydi her şey daha farlı olurdu.
Bir tarafta aşkı için her şeyi yapan bir kadın ,diğer tarafta aşını kaybeden bir erkek.
Diğer tarafın aşkları da azımsanmayacak kadar büyüktü.Ve her şey bir kazayla darmadağın oldu.
Bıraksalar kızı öldürürdü.Gerçi öldürmekten beter etti her bölümde ya neyse..
Min hyuk durur mu tabi elinden alınan sevgilisinin intikamıyla için için yandı.Bu sıra da da müstakbel eşiyle uğraşmak zorundaydı tabi.Şu kadından nefret ettim ya zengin züppesi dedikleri tam da bu olsa gerek.Aşkı için min hyuk için yandın tutuştun ne yapacağını bilemedin nasıl bir rezillik senin ki dedim...
Ve bu sahne dizinin enleri arasına aldım.Kendi işlediği suç için başkasına hem de sevdiği kadına ceza verirken titremeyen bie erkek.Burada tüm hata kanının kim ne derse desin.Ben bu adama bir türlü ısınamadım zaten.49 days dizisinde de nefret etmiştim gene nefret ettim.Tam kötü adam karakteri.
Hapis işte ne kadar iyi olur.Derken bir haber geldi Kang yoo jung'un bebeği olacaktı.Ve san doğdu.Ne şirinliktir o ya.Omma Omma deyişi çok tatlıydı.Ama annesinden ayırmaları uzun sürmedi.Canım ya nasıl kıydılar da dövdüler seni.Min hyuk kılını bile kıpırdatmadan aldı intikamını.Sonu kötü olmadı bebeşin belki ama annesinden koparılıp büyütüldü sonuçta.Hem de annesi öldü sanarken.O kayınvalide müsvettesi yok mu saçını başını yolasım geldi yaa...
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEinp81O4AZ6APdlHaoeqYFusRwHk8QqrtXuNez7gfUTTBtWFS0RQmGRWS9uShWKYuuWQONCaRRLiFb7fZ-a_7XQcNol8O8bRvFZ5U2lar91c0r97xXkU0TJWILYYsgRc2OSiVGwuVFNxaQr/s400/bgff.jpg)
Ve şu sahne kız için ağladı ya.
Hakikaten ne ara düştün ne ara kalktın:)Kıyamıyor da yediremiyor da ne yapsa bilemedi bizim min hyuk.
Bide şu sahne var tabi.Sen üzülme yeter ki ben giderim...
Kızı hak eden tek kişi min hyuk tabi baana göre.Savcı ne pis bişey çıktı.Para hırsı kör etti adamı.Tabi cezasını fena çekti.:)Kız senin için hapse girdi,çocuğunu doğurdu senin yaptığına bak.Kız bu sefer hırslandı tabi etme bulma dünyası.
Savcı da ,min hyuk'un evleneceği kız da hakettiğini buldu sonunda.En güzel sahnelerden biriydi alttaki sahne,hapse girdi ahn do hoon :)Artık ne kadar gıcık olduysam savcıya.
Mutlu son oldu da içimiz rahatladı.Dizinin o kasvetli havası dağıldı ya...Dram arıyorsanız bu dizi tam karşınızda arkadaşlar :) :) :)
Etiketler:
Güney Kore,
Hwang Jung Eum,
Ji Sung,
K drama,
Kore Dizi
21 Kasım 2015 Cumartesi
ESRARENGİZ BAHÇEM
BÜYÜKLERE BOYAMA KİTABI VAR DEDİLER GELDİK
Yanlış duymadınız hatta çoğunuz bunu çoktan duydunuz.Günümüzün kasvetli havasından artık bizleri ne facebook ne twitter ne de instagram kurtarıyor.Çoğu insan bu sıkıcı ortamdan bunalıp farklı arayışlara yönelmişken Johanna Basford önümüze muhteşem(bence :) )bir seçenek koydu.Esrarengiz bahçe boyama kitabıyla karşımıza çıktı.Ardı sıra ise gizemli orman kitabı geldi.Bazılarımız ya boş işler ne işe yarar ki derken bazılarımız bunu o kadar ilginç buldu ki müptelası oldu.
Dün kitap raflarını gezerken iki uzun sıra büyüklere boyama kitaplarını görünce o kadar mutlu oldum.Ben severim böyle şeyleri benden başkaları da sevmiş demek ki talep arttıkça artmış.Çeşit çeşit kitaplar türemiş piyasada.Başlangıç için Beş TL'den başlayan fiyatlarla çeşit çeşit boyama kitapları var piyasadan ulaşabilirsiniz.
Ben gizemli ormanı favorilerime ekledim ,vazgeçilmezler arasına bıraktım raflarıma.Tabi boyadıkça sizlerle paylaşmak isterim.İnternette çok güzel boyamalar görüyorum ama ben o kadar profesyonel değilim.Profesyonelliğe de gerek yok BURASI SİZİN ESRARENGİZ BAHÇENİZ .BIRAKIN KAYSIN KALEMİNİZ....
Sayfalara desenlere bayıldım her sayfa ayrı bir güzel :) Ayrıca son baskı elimdeki.Önceki baskıların yaprakları biraz inceymiş.Benim sayfalarım epey kalın.Arkasına renk geçmiyor kesinlikle.
Ben bu sayfadan başladım boyamaya ...
Son hali bu oldu :)
17 Kasım 2015 Salı
Hello Moster/Remember You
MERHABA CANAVAR....
Ders çalışmak varken birden aklıma hadi madem hello monster'ı yazayım gelmez mi...İzleyeli baya bir zaman oldu.Hatta üstüne bir dizi bile izledim.Ama bu zamana kısmetmiş çok uzatmadan yazayım bari dedim.Gerçi mavi kokan hayaller blogu benden önce davrandı.Olsun bide benden dinleyin. :)
Ya ben bu diziyi cidden beğendim.Hatta hatta ana karakterden çok ikinci karakterin oyunculuğuna hayran kaldım.Ama ilk ve son bölümlerini beğenmedim. Finali çok yetersiz gibi geldi.Bide başı çok abartı geldi.Siz ne dersiniz bilmem.Gene de hakkını vereyim kurgusu muhteşemdi.
Jang Na Ra
So In Guk
veeeeee Park Bo Geom başrollerdeydi...
Konumuz: So ın guk yani Lee Hyun yurtdışında çalışan bir profesördür.Jang na ra ise Cha Ji an karakterini canlandıran bir polistir.Lee hyun bir gün bir cinayet mahalinin resimlerini mail olarak alır.Aslında gizli kalmış geçmişini hatırlatan resimlerdir bunlar.Cha ji an ise yıllar yılı lee hyun'u izlemiştir çünkü lee hyun bilmese de geçmişleri ortak bir insanın yaptıklarına dayanan acılara şahit olmuştur.
![]() |
Park Bo Geon kim diyenlere :) |
Ben Jang Na Ra'yı daha hanım hanımcık rollere yakıştırıyorum nedense.Onun Fated To Love You dizisindeki hali aklıma kazındığı için burada çok küçük geldi.Ben So In Guk'a yakıştırmadım jang na ra'yı.Polis rolüne hiç yakıştıramadım.So In Guk'a gelince bu rol cuk oturmuş üzerine.Zaten korenin yakışıklı aktörlerinden bence :) Veee Park Bo Geom nasıllll bir tatlılıktır o ya.İlk defa bir dizide izledim ve takibe aldım onuuuuuu...
SPO ...SPO...SPO diyorum :)
Arkadaşlar ben bu ekibe pek ısınamadım başlarda.Ama gene de tatlılıklarına diyecek yoktu.Pek birbirlerine bağlı gibi durmasalar da sona doğru aslında birbirlerine bağlı olduklarını hissettirdiler.
İkinci karakterimiz bildiğimiz gibi seri katilimiz.Seri katil lee joon young böyle miydi adı? :) Gençliğini canlandıran çocuk İt's okey İt's lovedan bildiğim şizofren karakteriydi.Bu çocuk niye hep absürd rollerde oynuyor ya diye düşünen bir ben değilim herhalde..Oyunculugu on numaraydı.Geçmişinin anlatıldığı yıllarda bu denli mazoşist olması normal dedim gerçi.Aslında zarar verdiği insanlar hep çocuklara zarar veren insanlar.Oda kendine böyle bir ceza yöntemi seçmiş işte.
Bu sorgu hallerini bir ben mi komik buldum :)
İkinci karakterimiz bildiğimiz gibi seri katilimiz.Seri katil lee joon young böyle miydi adı? :) Gençliğini canlandıran çocuk İt's okey İt's lovedan bildiğim şizofren karakteriydi.Bu çocuk niye hep absürd rollerde oynuyor ya diye düşünen bir ben değilim herhalde..Oyunculugu on numaraydı.Geçmişinin anlatıldığı yıllarda bu denli mazoşist olması normal dedim gerçi.Aslında zarar verdiği insanlar hep çocuklara zarar veren insanlar.Oda kendine böyle bir ceza yöntemi seçmiş işte.
Seri katilimizin büyük haline gelince.Bu adam benim kill me heal me den tanıdığım o babacan adam olamaz ya.Ben ne yalan söyleyeyim Cha ji an'la kavga ettiği sahneye kadar kötü olabileciğine bir türlü inandıramadım kendimi.Baştan anlamıştım onun katil olduğunu avukat min tekrar karşılaştık dediğinde yakaladım siziiii dedim :)
Ben cha ji an ile lee hyun'u anlatmak yerine ,lee hyun ile min'i anlatayım..Acaba iki kardeşe ne olacak diye sorup durdum.Min cinayet işleyecek birine benzemiyordu ama o da katil çıktı:( Abis hasretiyle yıllarca tutuşmuş olmasına acıdım doğrusu.Ve lee joon young gibi bir katil tarafından büyütülmek tabi ki onu da bir canavar yapacaktı.Öyle de olmuştu.Yeni bir hayat var mı bizim için derlerken ben olsun ne olur deyip durdum.
Min bu hale nasıl geldi derken lee hyun geçmişi hatırladı.Aaaaaaaa dedim.Hep o babalarının suçu.Sen nasıl hiçbirşey olmamış gibi davranıp tüm delilleri yok edersin.Hadi bir oğlun annesinin ölümünü unuttu ya diğeri.Diğeri işlediği tüm cinayetlerin kartlarını abisine göndermişti.Çünkü her şey o gün yüzünden olmuş ve abisi kendini ve o günü unutmuştu.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEjOqFg33cSbbRD6HCbNgJjHUpk4vziw0iza1YpqJEjmOJmw-Kh2xzU-HIav7MXUReTVlQw1gqovryzAMBLCJ7estAMWfeqHSuWtRWhbj4OMsny5V712jLtUkX2EL2d9E4CDCFu5tIMpAim1/s640/hello+monster.jpg)
Tabi ki böyle olmuştu.Ya da olacaklara zemin hazırlamıştı.Olaylar silsilesine.Abisinin lee joon young'a sırrı söylemesine ve onu kaçırıp yetişitirmesine neden olmuştu.Merak ediyorum acaba min abisi tarafından yetiştirilse daha farklı bir insan olur muydu?
Dedim ya benim dizideki favorim min'di.O sakin sessiz çocuğun öyle bir katil olması mı yoksa aslında ham iyi hem kötü olması mı dikkatimi çekti.Hadi itiraf edin bu diziyi izleyen tüm arkadaşlarım aynı tepkiyi verip min karakteri olmazsa olmaz dedi. :)
Benden bu kadar bu yazıyı sanırım haftalardır toparlayamadım.İçimden yazmak gelmedi.Toparlamak zor geldi.Başını haftalar önce yazıp sonunu yeni getirdim bu yazının.Tabi ki pek çok eksik var masela polislerin şu lee hyun'u yetiştiren bayanın yada lee joon youn'un çocuklarının hikayeleri.Aradan baya zaman geçtiği için yazasım yok herhalde.:)Ama min ve abisinin hikayesine bir vido eklemezsem olmaz :) :) Buyrun bakalım ...
Etiketler:
Güney Kore,
Hello Monster,
Jang Na Ra,
K drama,
Park Bo Geom,
So In Guk
1 Kasım 2015 Pazar
İNCİR KUŞLARI - SİNAN AKYÜZ
6 NİSAN 1992 BİR BOMBA DÜŞTÜ BEYAZ ZAMBAKLARIN AÇTIĞI YÜREKLERE...
Canlar uzun bir zamandır pek fazla paylaşım yapamadım.Malumunuz okul açıldığında yoğun bir tempo başlıyor.Ama ihmal etmediğim şeylerden biri kitaplar oluyor.En son okuduğum romanı sizlerle paylaşmak istiyorum...
Elime aldığımda işte dedim benim kitaplarımdan olacak bu roman.Arkasını okuyup kitapçıdan tereddütsüz edindim.Tarihe olan ilgimden kaynaklanıyor sanırım bu romanları sevmem.Ama bir neden daha var.Ben dünyanın müslümanlara yapılan katliamlardan pardon SOYKIRIMLARDAN bihaber davranmasından hep nefret etmişimdir.Ve hepimizin bu olaylardan haberdar olmasını ve sessiz kalmaması gerektiğini düşünmüşümdür.Biz bize yapılanları unuttukça bundan sonra olabileceklere davetiye çıkarırız.
Uzattın kitabı anlat diyenleri duyar gibiyim.
Başkahramanımız Suada;Güzeller güzeli boşnak kızı. Tek aşkı Tarık.Ve reddettiği sırp genci ...
Yazarımızın ağzından söylemek gerekirse:Takvim yaprakları 6 nisan 1992'yi gösterirken bir bomba düştü beyaz zambakların açtığı yüreklere...Suada patlak veren savaşın estirdiği rüzgarda adeta savrulan yaprak gibiydi.Savruldu,savruldu,savruldu...
İçeriği anlatmak istemiyorum.Okuyun ,okuyun çünkü bu romanlar tarihin kara sayfaları.Ne kadar anlatsam boş.Mükemmel bir roman değil belki bana göre ama gerçeklerin çizgisi bu denli canınızı acıtamaz.Okurken gözyşlarınızı tutamayabilirsiniz.Ya da içten içe kızarsınız.Ama unutmayın AVRUPANIN ORTA YERİNDE BİNLERCE MÜSLÜMAN FECİ İŞKENCELERLE KATLEDİLİRKEN KİMSE SESİNİ ÇIKARMADI...
Bu kitap sessizliğin çığlıklarından.Tıpkı Leyla adlı kitap gibi.Bosna;adına romanlar yazılan ,ağıtlar yakılan korkunç bir savaşa şahit oldu.Yazarımızın dediği gibi Avrupa ülkeleri bu savaşta kör değil,taraftı.Hrisiyan Avrupa,Hristiyan ve ortadoks Sırpların yanında yer aldılar.Avrupa ülkeleri de Sırplar gibi Boşnaklara''Müslüman Türkler ''gözüyle bakıyorlardı.Unutmayın....
Kitap değil gerçek dedim ve bu videoları izlemeden geçmeyin derim.
Birleşmiş milletlerin boşnakları sırpların eline hediyelerle teslim ettiği görüntülerde açık.Kitabın sonunda bahsedilen bir konu zaten.
Ve srebrenitsa katliamı, ayrıca sayfalarca yazı ister aslında.Bir ara yazarım umarım.Bosna deyince aklıma kazınan bir ağıt bu...
Haluk Levent'in de bu konuda çalışması olduğunu biliyor muydunuz.Bence takdire şayan bir çalışma...Bu umarsız halimize ...
Etiketler:
Bosna,
Okuduklarım,
Roman,
Sinan Akyüz,
Soykırım
3 Ekim 2015 Cumartesi
HOPE (UMUT) SO-WON
YARINLARI YIKILAN ÇOCUKLAR
Senariste filmin sonunda hiç mi izleyiciyi düşünmedin dediğim birkaç film vardı ve onlardan biri de umut filmi oldu.Arkadaşlarla oturup bir film izleyelim dedik ama gözyaşlarımıza filmin sonuna kadar hakim olamadık.
Bu dram anlatılmaz izlenir arkadaşlar...Çok etkilenirim derseniz başlamayın benden söylemesi.
Geleyim konusuna umut kızımızın ismi.Babası bir fabrikada işçi ve annesi evin altında bir dükkana sahip.Ama çok yoğun oldukları için kızlarıyla pek ilgilenemeyen bir aile.Yağmurlu bir günde kızlarının saldırıya uğradığına dair acı bir telefon gelene kadar sıradan da bir aile.Saldırıya uğrayan kızları neredeyse hayattan kopacakken umut'u hayata döndürme çabasına ve özellikle babanın olağanüstü gayretine şahit olacaksınız...
Spoiler....
Çocuklar ağlayarak ya da yazarak değil oyun oynayarak iyileşirler...
Psikoloğumuzun kızın babasına söylediği bu söz umut'u hayata döndürdü.
Gerçek gibi işlenen bir filmdi umut ve adalet sistemine bir eleştiriydi.Her delil ortadayken küçücük kıza tekrar tekrar aynı olayı anlattırdılar.Adamı göstermesini istediler.Kahrolmuş ailesi o kadar çaresizdi ki.
Ve medya hiç düşünmeden umut'un geri kalan hayatını onu gündemde tutmaya devam etti..Ve umut ,umutları yıkılan umut...
Bu sahneleri gördükçe içim acıdı.8 yaşında bir kız çocuğu utanıp kendini çarşafların altına saklamamalı oyun oynamalı okula gitmeli.Babasından kaçmamalı.
Bu tatlı şeyler kokomong çizgi film karakterleri.Umut için herşeyi yapacak ailesinin başvurduğu bir yoldu.
Kızım için her şeyi yaparım diyen bir anne vardı.Ama kızı için hergün ondan önce çıkıp kokomong kılığına giren ,okul çıkışı o kılıkla onu takip eden de bir babası vardı.Umut babası olduğunu filmin sonuna doğru anladı.Baba benim yüzümden mi böylesin,senden kaçtığım için mi deyişi vardı ki hele babasının terini elleriyle silmesi ,ya dedim bu kıza (hiçbir çocuğa)bu yapılır mı.Çocuk o çocuk...
.................................................................................
Bu ikili vardı tabi ki unutmamalı.Sadece bir çocuğu etkilemedi olanlar pek çok kişiyi etkiledi.Onlardan biri de bu ufaklıkdı.Umut'u koruyamadığı için kendini suçlu hissetti.Öncesinde onunla arkadaş olamadığı için de hüngür hüngür ağladı bu ufaklık.
Ve son dakikalar adalet sistemi.Sadece zanlı sarhoş olduğu gerekçesiyle ,yaşadıkları yok sayıldı Umut'un. Tabi biz de izlerken ne oluyor,idam edin şu adamı diye söyleniyor bir yandan da ağlıyorduk...Bu sahneleri buraya eklemezsem bu filmi yazmış saymam kendimi.
Sadece 12 yıl ceza yedi suçlu.Annesi ve babası yıkıldı umut'un.12 yıl sonra kızı o adam içeriden çıktığında nasıl hissedecekti.Hiç düşünen yok.Babasının halini hesaba katmıyorum bile.Böyle bir duruma hazırlıklıydı.Ne yapmalıydı.Bence de suçlu ölmeli ,idam edilmeli ama olmadı.Tam da o anda eline mahkemeden bir tahta alıp adama yöneldi baba.
Ufacık çocuk büyüklerden daha akıllı.Babasının öldürmesine kendini yakamasına razı olmadı.Büyüklerden daha insancıl olmuyor mu bazen çocuklar.Babasını bacağına yapışıp durdurdu babasını.Tüm mahkeme salonu ağlarken bizim de boğazımıza bir düğüm saplandı.
.
En yalnız insan en kibardır.En mutsuz insan en güzel güler.Çünkü diğerlerinin aynı acıyı çakmasini istemez...Anonim...
29 Eylül 2015 Salı
LİAR GAME
NEVER TRUST ANYONE(ASLA KİMSEYE GÜVENME!!!)
Kore dizileri bazen sıkıyor insanı.2015 yılı konu farklılıklarıyla gözüme çarptı ama öncesinde artık intikam ,aşk konuları klişe olmuş çıkmıştı.Yok değildi tabi ki pek çok güzel dizi farklı konu vardı ama bir ara farklılık arayışına girmiştim.Tam da o sıralar gözüme çarptı bu dizi.Farklı ve zekice bir dizi arıyorsanız bu diziyi kaçırmayın derim.2014 yapımı yalancı oyun sizlerle...
Hani zekanızı yoran diziler var ya ben o oyunların içinden çıkamamıştım.İzleyen varsa bilir ne demek istediğimi.Puanı biraz düşük olsa da ben bu diziyi beğenmiştim.
Kim So Eun(Bu kızın We got married programıyla Türkiye'ye Nevşehire geldiğini biliyor muydunuz?),Shin Sung Rok,Lee Sang Yoon ile akıllara zarar:) dizimiz karşınızda...
Video güzel özetlemiş gibi geldi oyunları :)
Ve spoiler desem artık...Aslında izlemeyen de okuyabilir.Bir iki sahne dışında çok da olaylara girmedim.
Dizimizinin başında puanını verdim ben aslında ama ileride daha da ilginçleşti.Şöyle başladı dizimiz NEVER TRUST ANYONE çümlesi üzerine kurulu bir hayat.Woo jin'in hayatı.En baştaki çocuk üstteki resim :)Ne yapmış bu adam, durun bu adam kim?Bu adam üniversitede psikoloji profesörü.Ve o kadar zeki ki ülke ekonomisini intikam için çökerten kişi.Annesi için çökerten kişi.Peki annesi zannettiği kadar masum değilse.
Ülkede bir yarışma programı düzenleniyor ve adı liar game yani yalancı oyun.Kural basit.Asla kimseye güvenme ve karşıdakine yalan söyleyerek ,hile yaparak onları alt et..Akıllara zarar bir televizyon programından bahsediyorum.Ülkede izlenme rekorları kıracak bir program ve rastgele seçilen insanlar.Peki bir soru daha ya insanlar da rastgele seçilmediyse?
Ve kızımız Nam da jung.Saf ,yalan söylemeyi başaramayan,babasının borçları içine batmış bir kafe çalışanı.
O da bu oyuna istemeden dahil olursa...
Hapisdeki profersörümüz kızımızın bu oyunu kazanması için son şansdı.Hapisten çıkan profu nam da jung buldu ama ikna edemedi.Nasıl ikna oldu bu umarsız adam sizce.Annesi sayesinde.Kızımız annesinin son sözlerini sarfettiğinde.
Bir insana güvenmek bu kadar mı yanlış...
Ve bu sözle oyunlarda birlikte hareket etme kararı aldılar.
Ve Kang do yung en baştaki resmin sonundaki.Belki bilenler vardır.Who you came from the stars'ın kötü adamıydı.Buranın da kötü adamı tabi ki...
Oyunların yöneticisi,sunucusu,gizli kaynağı ama en değişik ismi.Amacı prof ve kızı bir araya getirmekti aslında.İkisi bilmese de o biliyordu ortak geçmişlerini birazdan izlemeyen izleyecek olan okumasın deyince anlatacağım nedenini :)
İzlemeyenlere spoiler :)Wolden Two
Oyunlar iyi hoştu ama bazen sıkıldım.Beynim yoruldu.Ama Wolden Two ile başlayan kısımdan sonra ne olacak diye merak sardı.Wolden Two project.İzleyenler biliyor zaten bu üçü aslında bir yetimhanenin çocukları.Wo jin müdürün oğlu,kız babası tarafından geçici bırakılmış,Kang woo ise kalıcı ailesi olmayan bir çocuk.Ama iki oğlan fazlasıyla zeki.Ve bu zekalarını bağış yapan biri ,aslında denek arıyan biri farkediyor.Ve müdür hanım kendi oğlunu vermese de diğer çocuğu veriyor.Ve çocuk Wolden two projesine gönderiliyor.İğrenç bir projeye denek olarak.Bilirsiniizdir belki wolden two psikolojide skinner' ın ütopyasıdır.Bir dünya anlattığı bir kitap ama dizide bir deneyin adı.
Ve birşeylerin yanlış gittiğini analyan profesör hakkında araştırma
yaparken buna rastlıyor.Wolden Two...
Bir nevi intikam zamanı da diyebiliriz...
Yüz ifadeleri bile yok edilen çocuklar.Ve bizim profesör ket vurduğu hafızasını tam da bu aralar geri kazandı.
Birlikte oyun oynayan çocuklarmış onlar ve gene birlikte bir oyuna girdiler.Ve son sahne...Kendini öldürtmek istedi kötü adam ama başarılı olamadı.Pek çok yeri atlıyorum ama aklımda da pek fazla bir şey kalmamış benim de.Videonun sonunda vurulma sahnesi var :)
Ve sonun başlangıcı.Dizinin devam edeceğini bas bas bağırdılar.Asla durmayacaklar deyip hapisten kaçan kötü adam ve yeni oyunların başlangıç sahnesiyle son buldu dizimiz...
Ben psikoloji deneyleri üzerinde durulmasını.Yüz okuyuculuğu,akıl gerektiren oyunları ve geçmişin bilmecesini sevdiğim için bu diziye 10 üzerinden 7-8 arası bir puan veririm.İzlemek size kalmış tabi ki...
Etiketler:
Güney Kore,
KDRAMA,
Kim So Eun,
Lee Sang Yoon,
Shin Sung Rok,
Wolden Two
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
Design by: StarSunflower Studio | Made with Vintage Mini Kit by: Etoile du nord