21 Kasım 2015 Cumartesi

ESRARENGİZ BAHÇEM

BÜYÜKLERE BOYAMA KİTABI VAR DEDİLER GELDİK

Yanlış duymadınız hatta çoğunuz bunu çoktan duydunuz.Günümüzün kasvetli havasından artık bizleri ne facebook  ne twitter ne de instagram kurtarıyor.Çoğu insan  bu sıkıcı ortamdan bunalıp farklı arayışlara yönelmişken Johanna Basford önümüze muhteşem(bence :) )bir seçenek koydu.Esrarengiz bahçe  boyama kitabıyla karşımıza çıktı.Ardı sıra ise gizemli orman kitabı geldi.Bazılarımız ya boş işler ne işe yarar ki derken bazılarımız bunu o kadar ilginç buldu ki müptelası oldu. 
Dün kitap raflarını gezerken iki uzun sıra büyüklere boyama kitaplarını görünce o kadar mutlu oldum.Ben severim böyle şeyleri benden başkaları da sevmiş demek ki talep arttıkça artmış.Çeşit çeşit kitaplar türemiş piyasada.Başlangıç için Beş TL'den  başlayan fiyatlarla çeşit çeşit boyama kitapları var piyasadan ulaşabilirsiniz.

Ben gizemli ormanı favorilerime ekledim ,vazgeçilmezler arasına bıraktım raflarıma.Tabi boyadıkça sizlerle paylaşmak isterim.İnternette çok güzel boyamalar görüyorum ama ben o kadar profesyonel değilim.Profesyonelliğe  de gerek yok BURASI SİZİN ESRARENGİZ BAHÇENİZ .BIRAKIN KAYSIN KALEMİNİZ....


Sayfalara desenlere bayıldım  her sayfa ayrı bir güzel :) Ayrıca son baskı elimdeki.Önceki baskıların yaprakları biraz inceymiş.Benim sayfalarım epey kalın.Arkasına renk geçmiyor kesinlikle.



Ben bu sayfadan başladım boyamaya ...






Son hali bu oldu :)








17 Kasım 2015 Salı

Hello Moster/Remember You

     MERHABA CANAVAR....

Ders çalışmak varken birden aklıma hadi madem hello monster'ı yazayım gelmez mi...İzleyeli baya bir zaman oldu.Hatta üstüne bir dizi bile izledim.Ama bu zamana kısmetmiş çok uzatmadan yazayım bari dedim.Gerçi mavi kokan hayaller blogu benden önce davrandı.Olsun bide benden dinleyin. :)


Ya ben bu diziyi cidden beğendim.Hatta hatta ana karakterden çok ikinci karakterin oyunculuğuna hayran kaldım.Ama ilk ve son bölümlerini beğenmedim. Finali çok yetersiz gibi geldi.Bide başı çok abartı geldi.Siz ne dersiniz bilmem.Gene de hakkını vereyim kurgusu muhteşemdi.
Jang Na Ra 
So In Guk
veeeeee Park Bo Geom başrollerdeydi...


Konumuz: So ın guk yani Lee Hyun yurtdışında çalışan bir profesördür.Jang na ra ise Cha Ji an karakterini canlandıran bir polistir.Lee hyun bir gün bir cinayet mahalinin resimlerini mail olarak alır.Aslında gizli kalmış geçmişini hatırlatan resimlerdir bunlar.Cha ji an ise yıllar yılı lee hyun'u izlemiştir çünkü lee hyun bilmese de geçmişleri ortak bir insanın yaptıklarına dayanan acılara şahit olmuştur. 


Park Bo Geon kim diyenlere :)
Ben Jang Na Ra'yı daha hanım hanımcık rollere yakıştırıyorum nedense.Onun Fated To Love You dizisindeki hali aklıma kazındığı için burada çok küçük geldi.Ben So In Guk'a yakıştırmadım jang na ra'yı.Polis rolüne hiç yakıştıramadım.So In Guk'a gelince bu rol cuk oturmuş üzerine.Zaten korenin yakışıklı aktörlerinden bence :) Veee Park Bo Geom nasıllll bir tatlılıktır o ya.İlk defa bir dizide izledim ve takibe aldım onuuuuuu...

               SPO ...SPO...SPO diyorum :)
Arkadaşlar ben bu ekibe pek ısınamadım başlarda.Ama gene de tatlılıklarına diyecek yoktu.Pek birbirlerine bağlı gibi durmasalar da sona doğru aslında birbirlerine bağlı olduklarını hissettirdiler.


Bu sorgu hallerini bir ben mi komik buldum :)

İkinci karakterimiz bildiğimiz gibi seri katilimiz.Seri katil lee joon young böyle miydi adı? :) Gençliğini canlandıran çocuk İt's okey İt's lovedan bildiğim şizofren karakteriydi.Bu çocuk niye hep absürd rollerde oynuyor ya diye düşünen bir ben değilim herhalde..Oyunculugu on numaraydı.Geçmişinin anlatıldığı yıllarda bu denli mazoşist olması normal dedim gerçi.Aslında zarar verdiği insanlar hep çocuklara zarar veren insanlar.Oda kendine böyle bir ceza yöntemi seçmiş işte.
Seri katilimizin büyük haline gelince.Bu adam benim kill me heal me den tanıdığım o babacan adam olamaz ya.Ben ne yalan söyleyeyim Cha ji an'la kavga ettiği sahneye kadar kötü olabileciğine bir türlü inandıramadım kendimi.Baştan anlamıştım onun katil olduğunu avukat min tekrar karşılaştık dediğinde yakaladım siziiii dedim :)



Ben cha ji an ile lee hyun'u anlatmak yerine ,lee hyun ile min'i anlatayım..Acaba iki kardeşe ne olacak diye sorup durdum.Min cinayet işleyecek birine benzemiyordu ama o da katil çıktı:( Abis hasretiyle yıllarca tutuşmuş olmasına acıdım doğrusu.Ve lee joon young gibi bir katil tarafından büyütülmek tabi ki onu da bir canavar yapacaktı.Öyle de olmuştu.Yeni bir hayat var mı bizim için derlerken ben olsun ne olur deyip durdum.


Min bu hale nasıl geldi derken lee hyun geçmişi hatırladı.Aaaaaaaa dedim.Hep o babalarının suçu.Sen nasıl hiçbirşey olmamış gibi davranıp tüm delilleri yok edersin.Hadi bir oğlun annesinin ölümünü unuttu ya diğeri.Diğeri işlediği tüm cinayetlerin kartlarını abisine göndermişti.Çünkü her şey o gün yüzünden olmuş ve abisi kendini ve  o günü unutmuştu.



Tabi ki böyle olmuştu.Ya da olacaklara zemin hazırlamıştı.Olaylar silsilesine.Abisinin lee joon young'a sırrı söylemesine ve onu kaçırıp yetişitirmesine neden olmuştu.Merak ediyorum acaba min abisi tarafından yetiştirilse daha farklı bir insan olur muydu?

Dedim ya benim dizideki favorim min'di.O sakin sessiz çocuğun öyle bir katil olması mı yoksa aslında ham iyi hem kötü olması mı dikkatimi çekti.Hadi itiraf edin bu diziyi izleyen tüm arkadaşlarım aynı tepkiyi verip min karakteri olmazsa olmaz dedi. :)
Benden bu kadar bu yazıyı sanırım haftalardır toparlayamadım.İçimden yazmak gelmedi.Toparlamak zor geldi.Başını haftalar önce yazıp sonunu yeni getirdim bu yazının.Tabi ki pek çok eksik var masela polislerin şu lee hyun'u yetiştiren bayanın yada  lee joon youn'un çocuklarının hikayeleri.Aradan baya zaman geçtiği için yazasım yok herhalde.:)Ama min ve abisinin hikayesine  bir vido eklemezsem olmaz :) :) Buyrun bakalım ...

1 Kasım 2015 Pazar

İNCİR KUŞLARI - SİNAN AKYÜZ

6 NİSAN 1992 BİR BOMBA DÜŞTÜ BEYAZ ZAMBAKLARIN AÇTIĞI YÜREKLERE...

Canlar uzun bir zamandır pek fazla paylaşım yapamadım.Malumunuz okul açıldığında yoğun bir tempo başlıyor.Ama ihmal etmediğim şeylerden biri kitaplar oluyor.En son okuduğum romanı sizlerle paylaşmak istiyorum...
Elime aldığımda işte dedim benim kitaplarımdan olacak bu roman.Arkasını okuyup kitapçıdan tereddütsüz edindim.Tarihe olan ilgimden kaynaklanıyor sanırım bu romanları sevmem.Ama bir neden daha var.Ben dünyanın müslümanlara yapılan katliamlardan pardon SOYKIRIMLARDAN bihaber davranmasından hep nefret etmişimdir.Ve hepimizin bu olaylardan haberdar olmasını ve sessiz kalmaması gerektiğini düşünmüşümdür.Biz bize yapılanları unuttukça bundan sonra olabileceklere davetiye çıkarırız.

Uzattın kitabı anlat diyenleri duyar gibiyim.
Başkahramanımız Suada;Güzeller güzeli boşnak kızı. Tek aşkı Tarık.Ve reddettiği sırp genci ...
Yazarımızın ağzından söylemek gerekirse:Takvim yaprakları 6 nisan 1992'yi gösterirken bir bomba düştü beyaz zambakların açtığı yüreklere...Suada patlak veren savaşın estirdiği rüzgarda adeta savrulan yaprak gibiydi.Savruldu,savruldu,savruldu...

İçeriği anlatmak istemiyorum.Okuyun ,okuyun çünkü bu romanlar tarihin kara sayfaları.Ne kadar anlatsam boş.Mükemmel bir roman değil belki bana göre ama gerçeklerin çizgisi bu denli  canınızı acıtamaz.Okurken gözyşlarınızı tutamayabilirsiniz.Ya da içten içe kızarsınız.Ama unutmayın AVRUPANIN ORTA YERİNDE BİNLERCE MÜSLÜMAN FECİ İŞKENCELERLE KATLEDİLİRKEN KİMSE SESİNİ ÇIKARMADI...
Bu kitap sessizliğin çığlıklarından.Tıpkı Leyla adlı kitap gibi.Bosna;adına romanlar yazılan ,ağıtlar yakılan korkunç bir savaşa şahit oldu.Yazarımızın dediği gibi Avrupa ülkeleri bu savaşta kör değil,taraftı.Hrisiyan Avrupa,Hristiyan ve ortadoks Sırpların yanında yer aldılar.Avrupa ülkeleri de Sırplar gibi Boşnaklara''Müslüman Türkler ''gözüyle bakıyorlardı.Unutmayın....

Kitap değil gerçek dedim ve bu videoları izlemeden geçmeyin derim.
Birleşmiş milletlerin boşnakları sırpların eline hediyelerle teslim ettiği görüntülerde açık.Kitabın sonunda bahsedilen bir konu zaten.


Ve srebrenitsa katliamı, ayrıca sayfalarca yazı ister aslında.Bir ara yazarım umarım.Bosna deyince aklıma kazınan bir ağıt bu...


Haluk Levent'in de bu konuda çalışması olduğunu biliyor muydunuz.Bence takdire şayan bir çalışma...Bu umarsız halimize ...