29 Eylül 2015 Salı

LİAR GAME

NEVER TRUST ANYONE(ASLA KİMSEYE GÜVENME!!!)

Kore dizileri bazen sıkıyor insanı.2015 yılı konu farklılıklarıyla gözüme çarptı ama öncesinde artık intikam ,aşk konuları klişe olmuş çıkmıştı.Yok değildi tabi ki pek çok güzel dizi farklı konu vardı ama bir ara farklılık arayışına girmiştim.Tam da o sıralar gözüme çarptı bu dizi.Farklı ve zekice bir dizi arıyorsanız bu diziyi kaçırmayın derim.2014 yapımı yalancı oyun sizlerle...

Hani zekanızı yoran diziler var ya ben o oyunların içinden çıkamamıştım.İzleyen varsa bilir ne demek istediğimi.Puanı biraz düşük olsa da ben bu diziyi beğenmiştim.

Kim So Eun(Bu kızın We got married programıyla Türkiye'ye Nevşehire geldiğini biliyor muydunuz?),Shin Sung Rok,Lee Sang Yoon ile akıllara zarar:) dizimiz karşınızda...

                                              Video güzel özetlemiş gibi geldi oyunları :)

     Ve spoiler desem artık...Aslında izlemeyen de okuyabilir.Bir iki sahne dışında çok da olaylara girmedim.
Dizimizinin başında puanını verdim ben aslında ama ileride daha da ilginçleşti.Şöyle başladı dizimiz NEVER TRUST ANYONE çümlesi üzerine kurulu bir hayat.Woo jin'in hayatı.En baştaki çocuk üstteki resim :)Ne yapmış bu adam, durun bu adam kim?Bu adam üniversitede psikoloji profesörü.Ve o kadar zeki ki ülke ekonomisini intikam için çökerten kişi.Annesi için çökerten kişi.Peki annesi zannettiği kadar masum değilse.

Ülkede bir yarışma programı düzenleniyor ve adı liar game yani yalancı oyun.Kural basit.Asla kimseye güvenme ve karşıdakine yalan söyleyerek ,hile yaparak onları alt et..Akıllara zarar bir televizyon programından bahsediyorum.Ülkede izlenme rekorları kıracak bir program ve rastgele seçilen insanlar.Peki bir soru daha ya insanlar da rastgele seçilmediyse?
Ve kızımız Nam da jung.Saf ,yalan söylemeyi başaramayan,babasının borçları içine batmış bir kafe çalışanı.
O da bu oyuna istemeden dahil olursa...
Hapisdeki profersörümüz kızımızın bu oyunu kazanması için son şansdı.Hapisten çıkan profu nam da jung buldu ama ikna edemedi.Nasıl ikna oldu bu umarsız adam sizce.Annesi sayesinde.Kızımız annesinin son sözlerini sarfettiğinde.
Bir insana güvenmek bu kadar mı yanlış...

Ve bu sözle oyunlarda birlikte hareket etme kararı aldılar.
Ve Kang do yung en baştaki resmin sonundaki.Belki bilenler vardır.Who you came from the stars'ın kötü adamıydı.Buranın da kötü adamı tabi ki...
Oyunların yöneticisi,sunucusu,gizli kaynağı ama en değişik ismi.Amacı prof ve kızı bir araya getirmekti aslında.İkisi bilmese de o biliyordu ortak geçmişlerini birazdan izlemeyen izleyecek olan okumasın deyince anlatacağım nedenini :)

İzlemeyenlere spoiler :)Wolden Two
Oyunlar iyi hoştu ama bazen sıkıldım.Beynim yoruldu.Ama Wolden Two ile başlayan kısımdan sonra ne olacak diye merak sardı.Wolden Two project.İzleyenler biliyor zaten bu üçü aslında bir yetimhanenin çocukları.Wo jin müdürün oğlu,kız babası tarafından geçici bırakılmış,Kang woo ise kalıcı ailesi olmayan bir çocuk.Ama iki oğlan fazlasıyla zeki.Ve bu zekalarını bağış yapan biri ,aslında denek arıyan biri farkediyor.Ve müdür hanım kendi oğlunu vermese de diğer çocuğu veriyor.Ve çocuk Wolden two projesine gönderiliyor.İğrenç bir projeye denek olarak.Bilirsiniizdir belki wolden two psikolojide skinner' ın ütopyasıdır.Bir dünya anlattığı bir kitap ama dizide bir deneyin adı.

Ve birşeylerin yanlış gittiğini analyan profesör hakkında araştırma 
yaparken buna rastlıyor.Wolden Two...


Bir nevi intikam zamanı da diyebiliriz...
Yüz ifadeleri bile yok edilen çocuklar.Ve bizim profesör ket vurduğu hafızasını tam da bu aralar geri kazandı.

Birlikte oyun oynayan çocuklarmış onlar ve gene birlikte bir oyuna girdiler.Ve son sahne...Kendini öldürtmek istedi kötü adam ama başarılı olamadı.Pek çok yeri atlıyorum ama aklımda da pek fazla bir şey kalmamış benim de.Videonun sonunda vurulma sahnesi var :)

Ve sonun başlangıcı.Dizinin devam edeceğini bas bas bağırdılar.Asla durmayacaklar deyip hapisten kaçan kötü adam ve yeni oyunların başlangıç sahnesiyle son buldu dizimiz...
Ben psikoloji deneyleri üzerinde durulmasını.Yüz okuyuculuğu,akıl gerektiren oyunları ve geçmişin bilmecesini sevdiğim için bu diziye 10 üzerinden 7-8 arası bir puan veririm.İzlemek size kalmış tabi ki...

28 Eylül 2015 Pazartesi

:) ÜNİVERSİTE VE YERLEŞME TELAŞI :)

TATLI BİR TELAŞ ALDI GENE BİZİ

Selam canlar.Kusura bakmayın hem bayram hem yolculuk hazırlığı doluluktan ,telaştan bayramınızı bile kutlayamadım.Bloga değil internete bile giremedim.Malumunuz gene çıktık yollara ve yerleşme telaşı aldı başını.Ne kadar yorgunluk olsa da bu telaş tatlı bir telaş oluyor sanki.Tmm ben okuluma yakın bir ildeyim keyif benim.Uzak illerden gelen arkadaşlar  Allah yardımcınız olsun.

Yurda geldim ve tabi temizlik yapmak gerek çarşı pazar bizi bekler.OOO aklımda deli sorular.Şimdi bir dünya şey almak geçiyor aklımdan ama dışarı çıkınca unuturum şimdi ben hepsini.Benim gibi üşengeçseniz hele amaannn o temizlik nasıl bitecek.Kendime cevap biter biter :)Hele o valiz açma yok mu ,hayır o kolay da  sürekli yolculuk halinde benim gariban giysilerim...

Bu işler  yapılır canlar.Ben şimdiden bu sene sınava gireceklere başarılar dileyeyim.Temizlik de yapılıyor ,alışveriş de.Ama sınav sitresi daha şimdiden başlayan arkadaşlar var ki onlara eziyet gelebiliyor bu işler.YENİ EĞİTİM ÖĞRETİM YILI HAYIRLI OLSUN...SINAVLARI OLANLARA ALLAH KOLAYLIK VERSİN...

23 Eylül 2015 Çarşamba

HIZLI VE ÖFKELİ 7 VE PAUL WALKER


HIZLI VE ÖFKELİ BİR FİLM GEÇTİ TARİHE


Sıkı bir hızlı ve öfkeli takipçisi değilim aslında.Bu tarz filmlerde çok iyi olmadığı sürece de izlemekte de tereddüt ederim.Ama bu filme kimse tereddüt etmez.Bende etmedim tabi ki :)
Böyle bir filmin ana temasının aile olması çok hoş.Hep bir aile mesajı vardı.Aile her şeyden önce gelir.

Film şöyle başladı ve bitti tabi ki Hayattaki en önemli şey her zaman için buradaki insanlar olacak.Gerçek olan bu...Hatırlarsanız tokyo yarışında han ölmüştü.Bu film tam da ordan başlıyor.Han'ın intikamı.Han ailedendi.Bilmiyorum sanırım diğer filmlerde ölen başka bir kız da varmış Han'ın kız arkadaşı mıydı bilmiyorum.Hatırlayamadım ben tam olarak.
VEEEE Jason Statham ve Kurt Russell, film başlarken tabi ki hızlı ve öfkeli serisi olduğu için mükemmel olacağı garantiydi ama önceden kasta bakmayan biri olarak  bu oyuncuları da görünce tamam dedim. Bu kadar olurdu zaten.Ben taşıyıcı filmlerini de takip eden biri olarak jason statham görmekten çok mutlu oldum.Kurt russeli söylemeye gerek yok zaten :)

Ve Vin Diesel namı diğer Dom bence bu seri için seçilebilecek en iyi adamdı zaten.Oyunculuğuna duruşuna 10 numara 5 yıldız :)Ve hafızasını kaybaden kız arkadaşı pardon karısı mı demeliydim. :)
Takımımızın hepsi ayrı bir komikti.Jason stathamı durdurmak için bir araya geldiler.Tanrının gözü adlı programı bulurlarsa ondan da kurtulacaklardı.Film bunun üzerine gitti zaten.Abu dabideki şu 3 kuleden arabayla kaçış sahnesine bir ben mi yok artık dedim :)Ama sahne çekimlerini çok beğendim.Bir sahne hariç hani şu uçağa dom bomba koydu o uçağın düşme sahnesi amatörce geldi bana.Ama nazar boncuğu olsun...


Ve gelelim Paul walkere ve son sahnelere.Paul Walker'ın ölmüş olması zaten tüm filmde aklımda dolandı durdu.Sonunda da özel olarak yapabilecekleri her şeyi yapmışlar onun anısına.O sahildeki ailesiyle vakit geçirdiği yerler ve diğer oyuncuların bakışı sonradan mı eklendi filme bilmiyorum ama güzel bir veda olduğu kesindi.Ve dom'un  ASLA VEDA ETMEK YOK kelimesi içinden gelerek söylediğine inandığım Ve sizleri bu sahneyle ve Paul Walker anısına hazırlanan kliple baş başa bırakıyorum....SEE YOU AGAIN ŞARKISI EŞLİĞİNDE
...

FAST AND FURIOUS 7-Ending secene


18 Eylül 2015 Cuma

CANAN TAN ''PEMBE VE YUSUF''


NE BENİM SÖZÜM GEÇER BU İKLİMDE
NE DE SENİN
BÖYLE GELMİŞ BÖYLE GİDER
SON SÖZ TÖRE'NİN!!!

Kitabı elime aldığımla bitirmem 2 günümü almadı.Akıcı olmasına akıcı ama bir o kadar karanlık bir kitap karşınızda.Dicle kıyılarında ezilen,horlanan,küçük görülen,söz hakkı olmayan kız çocuklarının ve kadınların çarpıcı hikayesiydi.Ve doğduğu gün adına KEDER denen bir kız çocuğunun acıklı yaşamı.Kız olmakla keder adını hakettiği düşünülen ve kederli bir yaşama zorlanan keder kendi kaderini çocuklarının yaşamasını hiç istemese de TÖRE buna izin vermezdi...

Kitabın konusu hepimizin yakından bildiği kız çocuğu ,erkek çocuğu muhabbetiydi.Ama benim gözlerim kitabın adından kaynaklı pembe ve yusuf arayışındaydı.Okurken konu 14 yaşında evlendirilen kederin kederine döndü.Çocuk yaşta anne olmuştu.Ben pek sevmiyorum bu konuyu.Konudan ziyade çocuk gelin denilince içim cız ediyor.Keder kocası İsmail'in eziyetinden de kaçamıyordu tabi ki.Ve çocuk yaşta iki çocuk annesi oldu.Kayınbabasının ölümüyle İstanbul'a taşındılar.Ve ismail tekrar tekrar çocuk muhabbeti etmeye başladı.Hala diyordum ki kitap bitecek hani pembe hani yusuf.Sonra keder pembeyi ardından yusufu dünyaya getirdiVe pembe kendinden yaşça çok büyük biriyle evlendirilecekken evden kaçtı.Elinde çocuğuyla eve dönünce ise hakkında ölüm emri çıkmış oldu.Öldürmek ise yusufa kalmıştı.Yusuf ablasına nasıl kıyardı.Pembe kardeşine kıyamadı ve intihar etti.Yusuf ise annesinin verdiği parayla yeni bir hayata yol aldı.Keder pembenin çocuğuyla dicle kıyılarına geri döndü.Kızının katilleriyle aynı evde duramazdı.

Ben daha sansasyonel bir anlatım beklerdim.Hele sonunu okumadan geçtim diyebilirim.O pansiyondaki eğlencede herkesin derdi var demeye çalışmış sanırım yazar ama çok sıkıldım.Pembe ve Yusuf'un hikayesi değil de Keder'in hikayesiydi bence bu kitap.Tabi bu benim şahsi düşüncem :)

ORANGE MARAMALADE 2.VE 3.KISIM

YILLAR YILLAR ÖNCESİ ... :)


Diğer yazının devamı ile burdayım arkadaşlar.Hani demiştim ya bu senarist beynimizi bir çıkmaza soktu diye.Orda duruyorum :)Çünkü ben bu eskiye gittikleri bölümlere bayıldım.Ben tarihi dizi seviyorum zaten canlar ondan yani...
Aklıma yatmayan yerler yok değil var tabi mesela reankarnasyon olayı olayları bağlamak için bunu kullanmışlar.Oraya takılmazsam aslında şunu demeye çalışmış sanki senarist.
KADER değişmez ne yaparsanız yapın kaderinizdeki kişi gelip bulacaktır sizi...

Bizim kast dediğimiz (olan ne diyo bilmiyorum) olayın olduğu zamanlar.En ilginç yanıysa Ma rinin orta sınıftan bir kasabın kızı olması ve jae min ve shi hoo'nun yüksek sınıftan olmalarıydı.Bence mantığı birlikte olmanız için hep engeller olacak demekti.Ha bide shi hoo ve jae min bu yıllarda can dostları.Çok ironik değil mi.Ama değişmeyen şey bizim shi hoo hala yaramaz çocuk gibi :)Ha bu arada shi hoo insan vampir değil ama senarist bize gene vampir olmak onun kaderi demiş sanırım.


Yüksek zümre olan jae min ormanda shi hooyu ararken bir fülüt sesi duyar.Ve onu çalan kişiye görür görmez aşık olur.Ama arada engeller vardır çünkü ma ri bir kasap kızıdır.Ama aşk engel tanımaz tabi ki ve bir şekilde ma ri ile görüşmeye çalışır jae min ve başarılı olur da.
Bu da ma rinin fülüt sesi benim hoşuma girmişti :)




Ja min ne yapıp edip ma ri ile görüşmeye karar verir demiştim ya ama bu nesi şimdi kıza gidip elbisemi yıka demek :)Ama tabi babası böyle bir ilişkiye izin vermeyecektir.Atlamadan geçmeyeyim jae min babasına hiç yaranamamış bir çocuktur.Çünkü babası savaş bakanıdır.Ama kendi kan görmeye tahammül edemez.
Kan göremiyor ama vampiri seviyor işte... :)









Babası ise ona çoktan bir evlilik ayarlamıştır.Jo ara :)Ya bu kıza da üzüldüm şimdi kötü mötü sevdiği çocuk hiçbir zaman onu sevmedi.

Değişmeyen bir şey daha vardı tabi ki shi hoo da onu seviyordu tabi ki.İki can dostu aynı kıza aşık.Ama shi hoo gene de kızın yoluna çıkmadı çünkü can dostunun sevdiği kızdı ma ri.


Savaş derken shi hoonun görevi vampirlerden kurtulmaktı.Sevdiği kızın vampir olduğunu bilmeden.
Ja min ise aklına koymuştu ma ri ile olacaktı.Ve onu her zaman koruyacaktı.Evlenmeyecek oralardan uzaklaşacaktı.Ma ri onun gittiğini zannetti.Yüzü düştü çünkü geç kalmıştı.Seviyorsan seviyorum desene :)
Ama beklenmedik olaylar oldu.Shi hoo vampirler tarafından ısırıldı.Artık jae minin arkadaşını kurtarması gerekiyordu.Her yolu denedi ve onun yerine geçti.Ve ma ri onu korumak için ondan da vazgeçti.Ama shi hoo'nun şansı kalmamıştı.Ya ölecekti yada vampir olacaktı.Son kez ma riyi görmek için ona gitti.Ma ri ise onun ölmesindense vampir olamasını yeğledi.Şöyle mi düşünmeliyiz ne kadar vampir olmaktan nefret etse de vampir olmaktan kurtulamadı.Ya da bu kadar çok nefret etmesinin sebebi aslında insan olması mı?

Ve jae min shi hoo yu ögrendi

Ne kadar can dostu olursa olsun kabullenemedi.Vampirlerden nefret ederken hele de her şeyden vaz geçtiği kızın vampir olduğunu öğrenmişken.Şimdi ne yapacaktı.

Bu söz sevgisini kaybetmesine neden oldu.Ben olsaydım ölmeyi yeğlerdim.Çünkü bazı kötü vampirler kraliçeyi kaçırdı.Ve ma riyi doğacak bebeği vampir yapsın diye aynı odaya kilitlediler.Onu kurtarmaya çalışan jae min ise bir vampir tarafından ısırıldı.
Tek kurtuluşu vardı.Vampir olamak yerine ölmek.Bunu isteyeceğini biliyordu mari ve onun için kendini feda ettiiii...



Vasiyeti gibi güven ve barış...İlginç olan şu gelecekte de geçmişte de vampirlerden en çok nefret eden kişi jae minken aslı barışı sağlayan da o oldu.Sevdiği kızın hatırası ile ....

                                                                                                                                                                                             O ÖLDÜ DİYEMEDİLER...

Ve jae min ma riyi hep bekledi..

3.sezon
Yeter artık çok uzattım.Hafızasını kaybeden ja min ve hapisdeki ma ri karşımızda.Ja min geçmişte yaşadıklarını hatırlıyor aslında.Ama delirdim zannediyor :)
Ma ri birlikte var olma projesi ile hapisden çıkıyor.Vampir olduğunu açıklıyor.O şekilde okula gidiyor.Ve shi hoo ölmemiş onu kurtarmışlar ve o da okula dönüyor.En çok bu ikisine iyi oldu dedim.İkisi de yalnızdı çünkü.Ve birlikte olamalrı hoşuma gitti.Bir de ja ara hemen çocuğun vampir olamasını kabullendi.Şimdi ikisini verip bu sahneyi vermemek olmaz...


Ve jae min de anılarını hatırlıyor yavaş yavaş.Ve aşık olduğu kızı .Vampirleri korumak da bizimkilere kalıyor.

Ve müzik grubumuz tekrar kuruluyor.Aksaklıklar olsa da tepki alsalar da bir vampir grubu kurdular.Gayet de iyilerdi hani.Yani mutlu sın canlar.Bide ja min anne ve vampir babasıyla arayı düzeltti ya gerisini bırak zaten :)

Müzik grubu dedim müziklerini vermedim =)

17 Eylül 2015 Perşembe

ORANGE MARMALADE 1.KISIM

FARKLILIKLAR HAYATA GÜZELLİK KATAR..(1.SEZON-KISIM)

Aman aman öldüm bittim mi hayır.Ama nedense çok hoşuma giden tarafları vardı.Ana fikri mi bilinmez beni çeken tarafı ama izleyin derim.
Karşınızda yeo jin go, lee jong hyun ve seol hyun'un baş rolleri paylaştığı gençlik dizisi...



SPOİLER DİYORUM VE GEÇİYORUM ANLATMAYA

Sezon sezon olan bir dizi aslında ,3 sezon yada 3 farklı anlatım gibi geldi bana.1.sezon en hoşlanmadığım kısık oldu.Yani başlayıp da bırakmayın.Tabi ikinci sezonun ne olduğunu soran çok arkadaş oldu,saçma bulanlar oldu  ama bıkmadan izleyin hepsi birbirine er geç bağlanıyor.

1. KISIM

Bu kısmı izlerken tereddüt ettim açıkçası sıkıcı geldi biraz bana.Gittikçe beğendim diyebilirim.
Konu izleyenlerin bildiği gibi vampir kızımız baek ma ri insanlar arasında dikkat çekmeden yaşamaya çalışan bir öğrencidir.Ama nakil olduğu okulda  jae min ile karşılaşır.Jae min ,baek ma riye aşık olur ama vampir olduğunu bilmemektedir.Aslında vampirlerden nefret etmektedir çünkü annesi biir vampir ile evlidir.İlişkileri başlamadan araya han shi hoo girer.Hakkını yemem ben bu çocuğun aralarına giren kara kedi olmadı :)Aralarına giren kara kedi Jo ara oldu.ama pek başarılı olamadı.

Neyse ilk karşılaşmaları tam da böyle oldu.Tabi birbirlerini tanımıyorlar formayla alakalı bizim okuldasın sözü.Başka bir vampir bir kadını taciz ederken yakalanıyor ve kan dolu şişe yere düşüyor.Birileri üzerine basıp geçince kızın her yeri kan oluyor.Ama o da ne tatlı kan...
Bir vampire tatlı gelen kan kaderdir diye başlıyor bizim dizi :)
Bide kızın ailesi vardı ki bittim o babasına insan taklidi yapmalar felan :) Yine insancılık mı oynadın nedir ya ...

Bu sezonu şöyle anlatayım ve bitireyim ma ri ,jae min'den sürekli kaçtı.Ama jae min ma ri 'nin kalbine giden yolu buldu.Tabi han shi hoo da jae minin duygularını kamçıladı.Hepsinin bir araya gelmesini müzik sağladı.Birlikte orange marmalade grubunu kurdular.Adın portakal marmeladı  olmasının  nedenini de çok beğendim ben.Ma ri kendini portakal marmeladına benzetiyor zaten.Jae min annesinden nefret etse de ve onun yüzünden müzğü bırakmış olsa da tekrar gitar çalmaya başladı.Ma ri sayesinde.Han shi hoo o uslanmaz tavırlarını bir kenara bıraktı.Aslında hepimizi üzdü ailesine olanlar.(Unutanlara shi hoo çocukken ,çocuklar kendini kontrol edemez, insanlara saldırıyor.Anne ve babası onu alıp insanları korumaya çalışırken babası bir kazaya neden oluyor.Ve vampir yasalarına göre asla insanların yanında güç kullanamazsın.Kazık cezası alıyorlar.Onu amcası büyütüyor.Amcası kim mi dersiniz.Jae min in annesinin kocası ve kimse bilmese de lisenin öğretmeni.)Ama sho woo bunları bilmiyordu ve öğrenince ortadan kayboldu.Ma ri ve jae min onu ararken jae min kaza geçirdi.Tüm yasaklara rağmen sırf ma ri ceza almasın diye shi hoo kendini feda etti ve gücünü kullanıp onu kurtardı ve ardından intihar etti.Vampirler güneş ışığında ölürler çünkü...

Ve jo ara da ma rinin vampir olduğunu ögrendi.Ma ri de orayı terk etmek zorundaydı.Jae min hastanede uyandığında artık ne ma ri ne de shi hoo ortada yoktu.Ta ki kendini ma rinin annesinden gelen telefon ile dilek fenerinde bulana kadar.

İtiraf ediyorum 4. bölümdü sanırım  ne oluyor ya dedim .Senarist kafayı mı yedi hadi ama.Jae min fenerden düştü.Ma ri onu kurtardı.Ama jae min hafızasını kaybetti.Ma ri ise gücünü kullandı.Aradan zaman geçti.Jae min niye okul değşti.Ve mari niye onunla ilk karşılaştıkları yarde aynı cümleleri söyledi.Hadi o söyledi niye yıllar öncesi 2000 yıl mı ne o kadar geri gittiler.Karman çorman.Şuna takıldım hafızasını kaybetse bile gözünü açtığında ma ri ordaydı.Sonrasında neden ma ri yi tanımadı beynimizi yaktın senarist efendi...

Bu da jae min'in üvey babası.Takdim edeyim vampir.Ama dikkat jae min'in annesinin kanı da ona çok tatlı gelmiş.Kader...Zaten ikinci sezonda dedim bu ikisi ne olursa olsun birlikte olacaklarmış zaten:)Hep yan karakterler dikkatimi çekiyor benim de.Ama şu sakin havası var ya.Farklı bireyler dikkatimi çekiyor ne yapayım :) :) :)

OSTLAR DA ÇOK HOŞTU AMA BENİM OSTLARDAKİ KLİPLERİ İZLEME GİBİ BİR TAKINTIM VAR :) 




BU ŞARKIYI CİDDEN KIZ MI SÖYLÜYOR BİLMEM AMA BENİM HOŞUMA GİDEN ŞARKILARDAN
                                  Gonna Be Alright

En çok hoşuma gidenlerden biri de I'm Afraiddi.Klipler hep ilk sezon bu arada :)





3 Eylül 2015 Perşembe

ÇİÇEĞİ BURNUNDA DİZİMİZ: SECOND TIME TWENTY YEARS OLD

 TWENTY AGAIN               

Dizinin henüz iki bölümü yayınlandı.Ben de izlemek isteyenler için konusundan kısaca bahsedeyim dedim.Dizinin başrollerinde  Lee Sang Yoon,Choi Ji Woo,Choi Won Young,Kim Min Jae yer alıyor.   

Spoiler vermeden analtmaya çalışırsam:
İlk bölümlerden(sardırarak baktım şöyle bir) anladığım kadarıyla konusu:Han No Ra(Choi Ji Woo) iyi bir ev hanımıdır.Ama yaşadığı bir takım olaylar sonucu  oğlu ile aynı üniversiteye gitmeye karar verir.


Dizi komedi gibi dursada bana drama daha yakın geldi.İzleyenler yorumlarını yazarsa daha netleşir çünkü ben izlemekde kararsızım.

Oyunculara bakarsak da Lee Sang Yoon'u ben ilk Liar Game'de izlemiştim.Orada da 3 başrolden biriydi ve ben çok beğenmiştim oyunculuğunu.Ama Angel Eyes'dan bilenler de varmış tabi:)Liar Game'den sonra bu adamın dizilerini izlemeliyim demiştim.
Choi Ji Woo 'nun hiç dizisini izlemedim hakkında yorum yapamayacağım :)
Ve tabi Kill Me Heal Me'nin babacan karakteri Choi Won Young'da bu dizide....


2 Eylül 2015 Çarşamba

THE MASTER'S SUN

OMO OMO OMO HAYALET GÖRDÜM SANKİ...

Geçen sene izlediğim ve enler kategorisinde bir diziyi yazmazsam olmaz diye geldim karşınıza arkadaşlar :)Aradan bir hayli zaman geçti ama hala çoğu sahnesiyle aklımda.Aklımda kalan yanlarıyla işte size master's sun....Uyarı !Geceleri izlemeyin korkabilirsiniz :)
spoiler dememe gerek var mı :)


SO Jİ SUB  karşınızda küstah,paradan başka bir şey düşünmeyen ama içinde derin yaralar olan joo woon ile karşınızda :) Koreli oyuncuların arasında en çok rolüne yakışan ilk beş say deseler asla atlamam.I am sorry,I love you dizisi ile hazıfalarımıza kazınmıştı ama bu dizide farkını ortaya koydu...



Ve tabi Gong Hyo Jin hayalet gören candy Tae gong shil :)Her gördüğü hayaletten kaçan güneşimiz bir gün joo gun ile karşılaşır ve ona dokunduğunda hayaletlerin yok olduğunu görür.Tabi peşine takılıp hayatının değişmesi uzun sürmez.Gong hyo jin'i  bu diziden sonra It's okey It's love dizisinde de izledim.Oradaki rolünü de çok beğendim.Farklı bir tarzdı.Psikolojik dizilerden hoşlanıyorsanız o diziyi de kaçırmayın derim.





Dizi başladığında biraz ürktüm açıkçası ilk bölümler hayaletlerle biraz ürkütücüydü ama dizideki kurguya odaklanırsanız hayaletlerden  kurtulabilirsiniz :)

Joo woon ilk bölümde yeteri kadar gıcıktı :)Adamın ölmüş karısının gülünü kesti ya:)
Tabi konuya balıklama atladım gene joo woon yaşlı bir adamın evini satın almaya çalışıyor ama adam ölen karısının hala o evde olduğuna inanıyor.Çünkü karısının diktiği gül hala solmamış.Bizim joo woon da adamın gülünü kesip hayaletlerle dalga geçer gibi beni yıldırım çarpsın demişti  :)





Sen öyle yaparsan sonuç bu olur :)










Aslında her bölüm başlı başına bir hikaye barındırıyordu.Ve bir şeyler anlatan hikayelerdi bana göre.Ölmüş insanların istekleri vardı ve ne yapıp edip bizim tae yang ı buluyorlardı.İlk bölümdeki gelin hayalet gibi...Ünlü ama kariyeri bitmek üzere olan bir futbolcunun eski sevgilisinin hayaleti tae yang'ı bulup ondan bir kutuyu sevdiği çocuğa iletmesini istedi.Ama ne tesadüfse :)






 futbolcumuz joo woon'un  kingdomu için reklam kampanyası olacak bir düğün planlıyordu. Ve tabi bu düğünün bozulmasını istemeyen joo woon 'da ister istemez tae yang ile karşılaşacak ve hayatına farklı bir sayfa açacakdı.Çünkü onun da geçmişinde silinmez izleri olan bir ölü vardı....
Öyle bir ölüm ki okuma yetisini bile kaybetmesine ve herkesin onun lanetli biri olduğuna inanmasını sağlayan bir ölümdü bu.











Hee joo!Dizinin apayrı ve başlı başına hikaye ilerleyen kısımlarda değineceğim.

Hee joo'nun ölümü için ve tae yang'ın rahatı için ikilimiz bir araya geldi:)Bir araya geldi derken bizim kız  temizlikçi olarak şirkete girdi.Ama bu joo woon'un hala güneşimize inandığı anlamına gelmiyordu.Am ne yapsın bizim güneşimiz onu rahat bırakmıyordu ki.Nereye kadar derken kendi de inanmak zorunda kaldı...


                                                     KORKMAMIŞ MIŞ MIŞ :)

En komik bölümlerden biri de buydu bence

Ya sabah başkasının evinde uyanıyorsun ve evin tarzına bakıyorsun.Adam haklı sonuna kadar.Mezarlıkta uyandım dedi o ya o insanların yerinde olsam kriz felan geçirirdim herhalde :)

Birde şu hayaletlerin kızın bedenini alması olayı vardı tabi...


Gitgide bizimkilerin araları düzelmeye başladı.Ve birlikte olayları çözmeye başladılar.Atladıgımın farkındayım ama uzun zaman oldu.Aklımda kalan bölümler arasında özellikle şiddete uğrayan ve yalnız ölen çocukların bölümünde joo woon 'un çocugu tae yang' ın elinden almasına çok etkilenmiştim.Bir de ben seni seviyorum sen beni sevme dediği yerler vardı oralar kalmış aklımda.

Ve ostlar da muhteşemdi demeden geçmiyoruz.Benim en sevdiğim ostlardan biri de bu. 





Bu sahnede benim gibi pek çoğunuzun hoşuna gitmiştir.Su hayaleti bölümü :)Tae Gong Shil en çok su hayaletlerinden korkuyordu ama joo woon bir otelinde su hayaleti olduğuna dair söylenti duyunca onu tatil yap der gibi otele gönderdi.Herkes sevgili olduklarını düşündü.Tabi işin aslı öyle değildi.Ve joo woon söylemediğine pisman oldu..Çünkü tae gong shil de yanlış anadı olayı.Şimdi kız haklıydı yanlış analamakda.Kim olsa yanlış anlardı.Ama joo woon'a da katılıyorum hayaletlerden daha korkunç insanlar var.








Olaya bizim joo woon iyi kaptırdı kendini.Kız uyurkan ona sıgınak olamalar felan.Bu sahnenin çekimi de ayrıca komik.Çekimleri izlerseniz mutlaka denk gelirsiniz :)













Gitgide yakınlaşıyor olmaları va joo woon'un kendindeki değişimi farketmesiyle ortaya bir evlilik yalanı çıktı.Tae yang ondan uzaklaşsın isteğiydi yani.Evleneceğim dediği unnimizi tanıdınız mı kadın kokusu dizisinden :) Zaten master's sun'da pek çok konuk oyuncu tanıdık simalardı.


Ama çok uzun sürmeyen bir yalan oldu doğal olarak.Kısa zamanda da joo woon aşkını itiraf etti.O nasıl bir itiraftı durun sahneyi yolluyorum hemen

Yani diyorsun ki ben senden hoşlanırım ama sen benden hoşlanma derken nasıl birşey o yaaa..

ŞU SAHNEDE O KADAR GÜLDÜM Kİ OLAMAYAN YANİ GÖRMEDİKLERİ ÇOCUĞU EĞLENDİRMEYE ÇALIŞMALARI ÇOK KOMİKTİ. :)

Birbirlerine sevgileri çok tatlıyken bir şey olmasa bir maraz çıkmasa şaşırırım derken joo woon bıçaklanmasın mı . Aklımda yer etmiş.Hani bizim klasik hafıza kaybı klişemiz var ya o bölümler.Ama cidden bu sahnede şöyle dedim.Aha joo woon öldü.Bizim kız da hayaletleri görüyor nasılsa öyle devam edecek dizi ama öyle olmadı iyi ki.Böyle düşünen oldu mu aranızda bilmiyorum?
Aha dedim öldü ölmüş olamaz ıyyyyy

Benim çok beğendiğim bir ost zaten bu videoyu diziden önde izleyip öldü zannettim.Ama dinlemeden geçmeyin :)



Ölmedi güneşimizin yaptığı analaşma sayesinde.Madam go denen bu kadın korkunç ya bildiğiniz korkunç.
Benim için ne yapacaksın.Kendini feda edip uzaklaştırdı sürekli içimden hadi kızım gir söyle her şeyi dedim.Ama joo woo'un sevgisi o kadar gerçekti ki kendi kendine hatırladı ama hatırlamadan ne sahneler oldu ya...Bir de madam go sanki onların birleşmesini istedi gibi yanlış mıyım?



Hatırladı ama tae yang artık eski tae yang değildi.Neden hayaletleri gördüğünü bilmek istiyordu.Ve hee joo'nun lanetini çözüp yurt dışına çıktı.
ASIL OLAY ŞUYDU HEE JOO İLE İLGİLİ
Hee Joo ve Han Na nasıl bir kurguydu o ya kafam allak bullak oldu.İkiz kardeşler yıllar sonra birbirini bulur.Biri zengin bir ailede yetişen Han na diğeri yurtta büyümüş Hee joo.Hee joo zengin oğlana aşık ama yaklaşamaz.Kız kardeşini kendi yerine gönderir.Ve joo woon, hee joo diye han na ya aşık olur.

Ve bir gün Joo woon kaçırılır.Telefonda saatlerce cinayet romanı okur.Kaçıranlar fidyeyi alır ama onu serbest bırakmaz ve hee joo ile onu arabayla kaçırırlarken kaza olur ve hee joo yanan arabada can verir.Kaçıranları Joo woon her zaman bildi ama bilmediği bi şey vardı.Ölen kişi onun gerçekten aşık olduğu kız han naydı.Ve kaçan diğer fidyeci Hee Joo'ydu.Kız kardeşine joo woon ölsün istemiyorsan öl diyen kızdı.Joo woon hee joo diye han na yı sevmişti.Han na  diye birinin varlığından haberdar olmadan.Han na da onu sevmişti ölmeyi göze alarak.Of nasıl anlatsan bilemedim nası karışık bir şey oldu.Ama anladınız siz :) 

Bunlar joo woon'u etkilememiş gibi dursa da o kadar etkilemiş ki onu.Üzüldügümü görmesin diyecek kadar.Ve hep bilmesine rağmen suçlunun o olduğunu hep susmuş.Gerçekten çok sevdiği için mi anlayamasam da.



Yıllar sonra estetik yaptırıp döndü Hani derler ya katil ne yapar eder olay yerine dönermiş.Aynen o hesap joo woon'un yanına dödü.Allahtan tae yang vardı da han na ile şu kızı yakalattılar.


Bir de bu ikili vardı ki çok tatlıydılar.Zaten bu unnimizin güzelliğine  hayranım.
KANG WOO-TAE Yİ RYEONG
Bunların ikiside ayrı cins  diyebilirim ama unnimizi kill me heaal me'den daha çok sevdim.Kıskanç tavırlarını saymazsakçok masum geldi bana.Hele kang woo'ya sulanıp sulanıp reddedilmesi.Ama yigit kızmış hani bir erkeğe çıkma teklif etmek kolay değil şimdi. 
İlk tanışmaları da ayrı bir garipti.Kızı hırsız zannetmesi.Ama kız hiç istif bozmuyor ya .Ya da bana çok tatlı geliyordu saflığı:)

Hele ya sen o kadar ünlüsün çocugun peşine takıl metroya bin.Hadi bindin nedenkendini ortaya atıyorsun :)Çok tatlıydılar yaaa...
Oğlana benimle çık deyip reddedilsede istediğini aldı bence :)


Ne yapıp edip çocuğun kalbini çaldı ama 

FİNAL Yeterli miydi?Ben daha farklı bir son beklemiştim.Geriye dönüşler güzeldi özellikle  neden kızın ölüleri gördüğünü öğrendiği ve gene bedenini ruhlara kaptırması güzeldi.

Ama joo woon'un telefonu açmıycam diye kendini avutması unutulmazdı.İlk çalmada açtı:)

Ve final sahneleri







Kısaca unutulmayacak bir diziydi.Ben beğenmiştim.
FAVORİ HAYALETİM VAR BİR DE
Üniversite sınavı yerine komada kalmayı seçen genç seni unuturum mu sandın :)
Ama hayat gerçeklerle dolu mecburen uyamıp sınava gitti neticede :) :)